DEFNE 1,2 ADA
Defne, Antakya’nın binlerce yıldır süregelen geçmişinin içerisinde büyüyen bir koludur. Bölgenin tarihi kendi içerisinde örtülmüş ve farklı kültürlerle etkileşim kurarak mimari, kültürel dokusu çeşitlenmiştir. Bu çeşitlilik gündelik hayatta ayırt edilebilen, tariflenebilir düzenin kurulmasında etkindir.
Antakya’nın belirsizleşen sınırı olan Defne’de yer alan proje; kültürüne, değer yargılarına sahip çıkarak farklılaşan bir kentin devam edecek düzeninin içerisinde yer almayı hedeflemektedir. Bu farklılaşma sürecinde geleneksel cephe dokusunda yer alan unsurlar modernize edilerek projeye yansıtılmıştır.
Projenin yer aldığı arazi kotlarına uyumlu olarak yerleşen ticaret birimleri ve blok girişleri sokakla bütünleşik yaşam kurgusu sunar. Tek katlı ticari birimler ise çoğunlukla peyzajın bir parçası haline gelerek sokak yaşamına izlek sunan mini teraslar olarak işlevlenir.
Yapı blokları tasarımsal açıdan farklı yapı taşları olarak ele alınmıştır. Defne’nin yeniden inşa sürecinde sunduğu tasarımsal girdiler ile farklı parsellerde yapılacak uygulamalarda önerdiği kütlesel ve tasarımsal girdiler ile örnek teşkil edecek mimari tasarım hedefi güdülmüştür. Aynı blokların tekrarı olacak bir anlayıştan kaçınılmış, zengin bir konut dokusu sunma düşüncesi projenin ana girdisi olarak belirlenmiştir. Asi Nehri kıyılarından başlayarak Atatürk Parkı’na kadar uzanan yeşil süreklilik avlularda aromatik bahçelere, hobi bahçelerine dönüşür.
Meyve ve defne ağaçları kullanıcı halkın ortak zaman geçireceği etkileşim alanlarına gölgelik oluşturur. Hayatın belli kısmının geçirebileceği bu alanlarda mevcut komşuluk bağları güçlenir. Avlu hayatının üst kotta devamı niteliğinde olan ve avluyla birlikte çalışan yeşil teraslar ise bloklarda yaşayan kullanıcıların ortak alanlarıdır.
Kapalı olarak düzenlenen sirkülasyon konut yaşamını kontrollü olarak avludan ayırırken avluya geçişler parsel girişleri ile kısmen özelleşmiştir. Tüm bloklardan avlulara kesintisiz çıkışlar sağlanmıştır. Avlulardan girişleri verilerek düzenlenen sosyal alanlar; bölge insanının ortak aktivitelerini organize edebileceği alan sunar ve zengin kültür dokusunun bahçe/avlu yaşantısında devamına imkan verir.
Proje malzemelerinin belirlenme sürecinde kent hafızasına yerleşmiş yerel malzemeler kullanılmış ve çevresel sürdürülebilirlik korunmuştur. Zemin katta doğal taş doku kullanılırken, ahşap panjurlarla iklimsel etkenler kontrol altına alınmıştır. Antakyalının gündelik hayatında önemli bir unsur olan balkon tüm daire tiplerinde hayatın dışa açılan penceresi olarak değerlendirilmiştir.
Elektrikli ve Armutlu mahallelerinin kesişiminde ve Atatürk Parkı’nın çeperinde yer alan proje alanının kesişimindeki değerli noktalar meydan kullanımı ile zenginleştirilmiş ve kentsel açıdan buluşma noktası oluşturulmuştur.