ADA 4-1, 4-2
Antakyalı mimarlardan oluşan bir ekip olan Kentin Mimarları, özellikle bu süreçteki varlığının da gereği olarak kentin çevresel öğelerine, kültürel katmanlarına ve kentlinin beklentilerine göre tasarıma yaklaşmaktadır. Yerele ait mimarlık ve yaşam kültürü öncelikli olarak tüm faktörlerin tasarım sürecine doğrudan taşınmasına özen gösterilmiştir.
Yapı dokusunu yitiren çalışma alanı için kentsel bellek büyük önem arz etmektedir. Eski izlerin korunmasına özen gösterilmesi, özgün yaşam kültürü ve sosyal yapıya uygun mekanlar yaratılabilmesi temel hedef olmuştur. Yeniden eski yaşadıkları çevreye dönecek mahalle sakinlerinin burada yaşamlarına devam edebilmeleri ve bu çevreyi sahiplenmeleri ana odaktır. Bu noktada avlu mekanlarının kullanımından, ortak alanlara ve bunların kullanımına; sokak-ticaret ilişkisine; özgün esnaf işleyiş sistemlerine; hakim rüzgar yönüne, yapıların cephe ilişkilerine; malzeme kullanımına; peyzaj özelliklerine kadar pek çok konuda yerele ait temel prensipler belirlenmiş ve bunlar tasarım dahilinde yorumlanmıştır. Bu konuda ekibin geçmiş yaşam ve mimarlık tecrübelerinin yanında mekanın kullanıcısı olan insanlar ile de görüşülerek süreç olgunlaştırılmıştır.
Antakya farklılıkların hem “bir arada” olduğu hem de özelleşmelerinin de bulunduğu çok karakterli bir toplumsal zenginliğe ve mekânsal çeşitliliğe sahiptir. Bu yapıya dair temel referanslar Asi Nehri’nin doğu kısmında kalan, çalışma alanına da yakın olan “eski” Antakya bölgesidir. Geleneksel mimariye sahip Antakya evlerindeki avlu etrafındaki yaşam, daha sonraki dönemlerde sofalı konutlarda ardından da antreli evlerde çeşitli biçimlerde dönüşerek sürmüştür. Tasarım bütününde kurgulanan yaşam sisteminde bu ortaklaşma mekânları yine sakinlerin kullanımına ayrılmış avlu sistemi ile sürdürülmeye çalışılmıştır. Kapalı alanlarda da giriş mekanlarında, kat içlerindeki geçirgen cepheli ortak alanlarla bu yaşam sistemine destek sağlayacak mekânsal önermeler geliştirilmiştir. Böylece kentlilerin alışık olduğu bir araya gelme ve ortak üretim için imkan sağlamaya çalışılmıştır.
Avlular tabi toprak zemine sahip olarak bu alanlarda yerelde belleği olan seki düzenlemeleri, su öğeleri, yapı girişlerinde ve kat ortak alanlarında asma ağaçları, avluda portakal, mandalina ve yenidünya ağaçları ile aşina olunan bir atmosfer yaratılmasına özen gösterilmiştir.
Kütle kararlarında alanın yakın dönem kimliğine uygun şekilde parçalı bir sistem kurgulamaya ve mahalle yapısı sürdürülmeye çalışılmıştır. Geçmişte tasarım alanımızda bulunan ve kentsel bellekte yeri olan ticari birimlerin aynı yerde yaşatılması için tasarımda bunlara özel yer ayrılmıştır. Yerel kültürde önemli olan kasap-fırın gibi özel ticari işlevlere sahip ticari alanlara tasarımda yer ayrılmıştır.
Kentin iklimsel özelliklerine bağlı olarak güneş ve rüzgar ilişkilerine dair tecrübelerin mekânsal çözümlere de yansıması sağlanmıştır. Özellikle yerelde bilinen ve tarihi kent dokusunun da biçimlenmesinde önemli yeri olan hakim güneybatı rüzgarının sirkülasyonu sağlanmaya çalışılmış, bloklardaki ayırmalar ve boşluklarla bu akışın hem avlulara hem de diğer alanlara erişebilmesi sağlanmıştır. Evler olabilecek en yüksek sayıda çift cepheli olarak tasarlanmıştır. Konut ortak alanlarında rüzgar geçişine izin veren geçirgen elemanlar kullanarak Antakya’nın serinleten rüzgarını en uygun oranda hissettirmek istenilmiştir.